Alıntılar

Muhtemelen okuyucuların da bildiği gibi, bu tarz ” toplumla uyumlu” kişiler, genelde derinlikten yoksun, banal ve sıkıcı insanlardır.

”Centilmen dediğin ne kadar vergi ödediğinden ve yattığı kadınlardan fazla bahsetmez.”

”Ben aslında neyim?” sorusunun yanıtını yaşamının sonuna gelince bulmuştu belki de.

Tek başıma ıssız bir adaya düşmedim ya. O değil de, asıl ben ıssız adanın ta kendisiyim.

İnsanın hissettiği duygular arasında muhtemelen en fena olanları, kıskançlık ve gururdu.

Metafor ve teşbihi birbirinden ayırabilecek durumdaydım

Kadınsız Erkekler, Haruki Murakami

Muhtemelen okuyucuların da bildiği gibi, bu tarz ” toplumla uyumlu” kişiler, genelde derinlikten yoksun, banal ve sıkıcı insanlardır.

”Centilmen dediğin ne kadar vergi ödediğinden ve yattığı kadınlardan fazla bahsetmez.”

”Ben aslında neyim?” sorusunun yanıtını yaşamının sonuna gelince bulmuştu belki de.

Tek başıma ıssız bir adaya düşmedim ya. O değil de, asıl ben ıssız adanın ta kendisiyim.

İnsanın hissettiği duygular arasında muhtemelen en fena olanları, kıskançlık ve gururdu.

Metafor ve teşbihi birbirinden ayırabilecek durumdaydım

Kadınsız Erkekler, Haruki Murakami

“Anılarını ustaca bir yerlere saklasan,iyice derine gömüş olsan bile, o anıları yaratan geçmişi silemezsin.”

Geçmişi ne silebilirsin, ne de yeniden inşa edebilirsin.Çünkü bu, senin varlığını silmekle aynı şey olur.

Özgürlüğü elinden alınan insan mutlaka birilerinden nefret etmeye başlar.

Yaratıcılık dediğin, titizce düşünülmüş taklitlerden başka bir şey değildir. Gerçekçi akımdan Voltaire böyle diyor.

Mantık dediğimiz, yalnızca işimize gelenleri yazan bir kullanım kılavuzu değildir zira. Fakat daha sonra, muhtemelen o örneğe mantıksallığı uygulamak mümkün olur.

“Ölümün kendisinden korkmuyorum. Gerçekten de. Bir sürü ipe sapa gelmez tipin ölüp gidişlerini kendi gözlerimle gördüm. O tipler bile becerebildiklerine göre benim yapmamam için bir neden yok.”

“Bu cep telefonları hem büyük rahatlık, hem de insana rahatsızlık verebiliyor.”

“Düşünüyorum da, gerçek dediğin, kumların altında kalmış bir şehir gibidir.”

“Artık bazı gerçeklerin açığa çıkmış olması sayesinde, eksik parçalar daha büyük bir anlam taşımaya başlamış olabilir.”

Renksiz Tsukuru Tazaki’nin Hac Yılları, Haruki Murakami

Hayalinizin ölmesi, yaşamınızın sona ermesinden çok daha üzücü bir şeydir. Bunun hiç adil olmadığını hissettiğiniz zamanlar da vardır.

”Bu dünyada değeri olup da kolayca elde edilebilecek tek bir şey yoktur.”

Yaşamın en önemli öğesi, işte o creme de la creme’dir. Anlıyor musun? Bunun dışında kalanlar olmasa da olur, sıkıcı şeylerdir hep.

Akın var ya, o zor şeyleri düşünebil diye var. Anlamadığın şeyleri anlaman için. Zayıflık göstermek, tembellik etmek yok! Bu çok önemli bir an. Çünkü beynin ve yüreğin biçimlenip kuvvetlenecek.

”Ay’ın arka yüzüne kadar gidip de elin boş olarak geri dönmek gibi bir şey.

”Hepimiz öyle ya da böyle maske takarak yaşıyoruz. Bu vahşi dünyada maske takmadan yaşanmaz çünkü. Kötü ruhların maskesinin altında meleklerin gerçek yüzü, meleklerin maskesinin altında kötü ruhların gerçek yüzü vardır. Sadece biri olması mümkün değildir. İşte biz buyuz. Karnaval buna denir.”

Gerçek bilgeliğe giden yol kesin hakikatlerin tekrarıdır derdi sık sık, en sevdiği laftı bu.

Birinci Tekil Şahıs, Haruki Murakami

“Kusursuz metin diye bir şey yoktur. Tıpkı kusursuz umutsuzluk diye bir şeyin olmadığı gibi.”

“Kalpleri karanlık olanlar kötü rüyalar görür. Kalpleri çok daha karanlık olanlar ise rüya bile görmezler.”

Farkında olmak için uğraştığımız şeyler ile gerçekten farkında olduğumuz şeyler arasında derin bir uçurum vardır.

“Cık cık, olmaz öyle şey. Radyo dinlemen gerekirdi. Kitap okumak seni yalnızlaştırı sadece.

” Kitap denen şey, makarna haşlanana kadar zaman geçirmek için tek elinde tutup okumak içindir.”

Muhteşem yalanları fukara hakikatten daha çok severim.

Rüzgârın Şarkısını Dinle, Haruki Murakami