Bu yazıda, yalnız kalmak ve bunun yarattığı durumlara değinelim.

Yalnız Kişi

Yalnız kalmak çoğunlukla bir seçenektir, bazen ise mecburiyet. Yalnız kalmak kulağa genellikle kötü geliyor ama bunu fırsata çevirmek yine bizim elimizde. Aslına bakılırsa her insan biraz yalnız değil midir? Buradaki yalnızlık, etrafımızda birileri olmaması değil, kişinin kendi içinde yalnız olmasıdır. Kişi bence içindeki o yalnızlığı dindiremez, dindirmemelidir. Her şeyden uzaklaşmak istediğinde içine çekilebilmek için. Peki içimize döndüğümüzde ne olur? Özümüzü tanımış oluruz, ki bu hiç kolay bir iş değildir, ve çoğumuz özümüzü, yani gerçekte kim olduğumuzu bilmez.

Bir diğer iyi tarafı, orası tamamen bize ait bir yerdir; kimse bizi yargılamaz, özgürce dilediğimizi düşünebilir, planlayabiliriz.

Düşünmek için ara vermek

Biraz iç yalnızlıktan çıkalım. İnsan kendini yalnız ve sakin ortamlarda geliştirebilir. Sessizlik düşünmek için çok önemlidir! Bu yüzden bir şeyler düşünebilmek, öğrenebilmek ve üretebilmek için yalnız kalmalıyız.

Burada önemli bir şeyi de unutmayalım: Yalnızlık, tabii ki kendimizi tanıma ve geliştirmek için önemli bir süreçtir. Bu süreç aşırıya kaçarsa kendimizi asosyal olarak buluruz. Burada yalnızlık ve sosyallik sınırını iyi çizmek devreye giriyor. Ne kendimizi sosyallik için zorlayalım ne de yalnızlık için.

Sosyal ortamlarda yalnızlık çekmek

Bazı durumlarda yukarıda dediğim durum yaşanıyor. Yalnız kalmamak için etrafımıza birçok gereksiz insan dolduruyoruz, bu sefer de o insanların arasında yalnız hissediyoruz. Baktık ki bu sosyalleşme olayı bize göre değil, o zaman da “onurlu yalnızlığı” kabul etmek düşüyor.

Bazen sırf yalnız kalmamak için kendimizden hiç beklemediğimiz hareketler sergileriz. Bu hareketlerin çoğunlukla biz bile farkında olmayız, beynimiz istemeden yapıyordur bunları. İşte burada kontrolü ele geçirmek lazım. Çünkü böyle bir dönemde sadece yalnızlığımızı dindirsin diye suni ilişkiler kurarız. Karşımızdaki kişi aslında gerçek bizle tanışmış olmaz. Böyle bir suni ilişkide, hem karşı tarafa hem de kendimize yalan söylemiş oluruz. Bu suni ilişki, kendimizi tanıma sürecimizi daha da geriye atar. Buna mahal vermeden yalnızlığımızı en azından bir süre için kendimize odaklarsak daha gerçekçi ilişkiler kurarız.

Onurlu Yalnızık

“Onurlu yalnızlık” kavramına yukarıda biraz değindim. Yalnız kalmamak için kendimizden ödün vermemeliyiz. Eğer ödün verirsek ne olur? Kendimizi tanıyamayız, geliştiremeyiz. Yani derinlikten yoksun bir insan haline dönüşürüz, potansiyelimizi anlayamayız. Bunun yerine, derinlikten yoksun, gelip geçici ilişkilere odaklanmak yerine, kendimize ve yalnızlığımıza odaklanmalıyız. Peki, devamlı mı yalnız kalacağız? Hayır, bir insan hayatı boyunca devamlı yalnız kalmaz; bu bir süreçtir, yaşanması gereken bir süreçtir. Bu sürecin sonunda mutlaka bizi anlayan insanlarla karşılaşacağız. O karşılaşma olana kadar onurlu yalnızlığımızla yaşamalıyız.

Kategori:

Etiketler: